Düşerek rahmine hava, su, toprak
Yeryüzü canlandı aşka değince
Tohumlar kök salıp, açınca yaprak
Kayalar zorlandı aşka değince
Aşka davet dedi güneş, ay, yıldız
Zamanla dans etti geceyle, gündüz
Bir sofra sunuldu, sonsuz, kusursuz
Sahibi sırlandı aşka değince
Her canlı bir yola düştü koyuldu
Kimi telef oldu, kimi yayıldı
İnsanın nefesi en son duyuldu
Sevdalar korlandı aşka değince
Âdem, sahiplendi, aşkı yüklendi
Gönüllere bin bir nakış eklendi
Ölüm gölgesinde murat beklendi
Zehirler ballandı aşka değince
Ardına takarak kuş ile kurdu
Yerlerde, göklerde Mevla’yı sordu
Bir düştü uyandı kendini buldu
Ol Yunus nurlandı aşka değince
Güzellerde dedi Karacaoğlan
Gönül deryasında dolandı han, han
Kuş dilinde buldu Sultan Süleyman
Saraylar sallandı aşka değince
Leyla dedikleri kara kuru bir kız
Mecnun’u çöllerde eyledi susuz
Bu sevda bir başka bilemezsiniz
Çok çöller güllendi aşka değince
"Aşk, aşk " dedikleri göklerde nurdu
İndi yüreklere köşk, saray kurdu
Et, kemik içinde bir de can buldu
Hıdır Çam, dillendi aşka değince…